Dünyanın en büyük bisiklet üreticisi markalarından biri konumundaki Merida, 2015 yılından itibaren pazarlama konusuna her zamankinden biraz daha eğilmeye başladı. Sahip olduğu teknolojiyi, bisiklet üretimindeki başarısını ve yenilenen tasarımlarını duyurmada biraz daha başarılı işler yaparak, son kullanıcının dikkatini daha fazla çekmeyi başardılar. Önceki yıllarda hem tasarım hem de sunum anlamında pazardaki diğer markaların gerisinde kalan marka, son yıllarda kendini bu alanda da geliştirmeye başladı.
Team LAMPRE-MERIDA sayesinde bisikletlerini yarışlarda görücüye çıkarma fırsatı bulan firma, takımla yaptığı geliştirme çalışmalarını her sene biraz daha geliştiriyor ve bunun bir sonucu olarak bisikletlerinde her yıl kayda değer yenilikler sunuyor.
Scultura yol bisikleti modeli de bu yeniliklerden nasibini alan başarılı Merida modellerinden biri. Uzun bir süredir test ettiğim Merida Scultura 7000-E modelinde ilk bakışta dikkatleri üzerine toplayan iki şey vardı. Birincisi hafiflik, ikincisi ise arka frenin aşağı alınması. Kadronun hakkını verecek nitelikte ekipmanlarla topladığımız Scultura, hafifliğini her sürüşte hissettiriyor. Özellikle tırmanıştan zevk alan kişileri mest edecek hafiflikteki kadro, yanal esnemezlikte de çığır açmış gibi gözüküyor. Bu kadar rijit bir yapısı olmasına rağmen sürüş esnasında sizi o kadar da rahatsız edecek o sertlik hissini size vermiyor. Viraj kabiliyeti, orta göbekteki güven veren yapı ve uyguladığınız kuvvetin boşa gitmediğini size hissettiren esnemezliği sayesinde, safkan yarış makinesi haline gelmiş.
Double Chamber Technology ve Nano Matrix Carbon yapı birleşince ortaya sağlamlığına da önem verilen bir kadro çıkmış. Merida’nın yenilikçi teknolojileri, özellikle son dönemde bisikletlerde hem sürüş kalitesine hem de sağlamlığa aynı önemi verdiklerini kanıtlar nitelikte. Scultura 7000-E, kadro geometrisi sayesinde hem üzerinde uzun saatler geçirmeye elverişli, hem de agresif olmanız gereken durumlarda ihtiyacınız olan yol tutuşunu size sağlayacak potansiyelde.
Ayrıca Scultura’nın kadrosu tasarlanırken 28mm lastik takmak için yeterli tekerlek boşlukları da bırakılmış. Türkiye’nin belli başlı bölgelerindeki elverişsiz yollar sebebiyle bu durum oldukça önem kazanıyor. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun bazı etaplarında 25mm değil 28mm lastikleri tercih eden bisiklet takımlarını da düşünecek olursak, Scultura’daki bu yenilik sayesinde bisikleti daha büyük bir keyifle süreceğimize hiç şüphe yok.
Yenilenen üst seviye Scultura modellerinde eski modellere oranlara biraz daha temiz bir görüntü var. Kablolar daha az gözüküyor ve arka freni ancak dikkatli bakarsanız fark edebiliyorsunuz. Altta bulunan frenin herhangi bir dezavantaj yarattığını söyleyemem. Tabi çok kirlendiğinde zor temizleniyor olmasını ve benim sürüş yaptığım tekerlek setiyle beraber gelen son derece başarısız fren pedlerini saymazsam…Özellikle karbon jant kullananlar için kadronun alt kısmında bulunan frenlerdeki fren pedleri bir kat daha önemli hale geliyor. Ancak tüm bunlar elbette sadece görüntü için değil. Merida markası, önceki Scultura modellerine kıyasla yenilenen serinin daha aero olduğunu da belirtiyor.
Sram Red grupset ve Cole C40 Lite tekerlek setiyle test ettiğimiz Merida Scultura 7000-E’yi özetlerken, sizi rahatsız edecek sertlikte olmayan ama bunu performanstan ödün vermeden gerçekleştirmeyi başarmış bir yarış makinesi olduğunu söyleyebilirim. Bir de elbette dağ keçileri için biçilmiş kaftan… Zipp markasının alüminyum tamamlayıcıları ile pedalsız olarak tarttığımız Scultura 7000-E, tam tamına 6.7 kilo geldi.
Türkiye’deki distribütörlüğünü Aslı Bisiklet’in yaptığı Merida markası, boya işçiliği, zamanın ruhuna uygun tasarım ve kullanlan renklerin farklılığı gibi alanlarda bu şekilde kendini geliştirmeye devam ederse, sahip olduğu teknoloji sayesinde olduğundan çok daha popüler hale gelecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder