26 Şubat 2015 Perşembe

Eurasia Moto Bike Expo 2015

İnternet sitelerinde Türkiye'nin Tek Motosiklet Fuarı şeklinde lanse edilen fuardan az önce döndüm. Sabahın erken saatlerinden öğleden sonraya kadar fuar alanındaydım.

Ana odağı motosiklet olan ama belli başlı köşelerde Türkiye'nin irili ufaklı bisiklet marka ve üreticilerine de yer verilen fuar ile ilgili izlenimlerim geçen senekinden biraz daha iyiydi diyebilirim.

İlk dikkatimi çeken detay, geçen sene fuarda olmayan iki önemli markanın bu sene gayet güzel ve büyük alanlarda yer almasıydı. Erenköy'de açtıkları üç katlı mağaza ile Türkiye'deki bisiklet mağazacılığına bambaşka bir bakış açısı getiren Giant ve son dönemde pazarlama alanında biraz daha öne çıkmaya başlayan Trek, fuarda gayet kaliteli gözüken ve stil anlamında farklı standlarla ziyaretçileri karşılıyorlardı. İki firmanın patronları Navid ve Sami bizzat orada bulunuyor ve bisikletler hakkında bilgi almak isteyenlerle gayet samimi bir şekilde ilgileniyorlardı. İki markanın standında da herhangi bir konuda bilgi almak istediğinizde yanınızda bitiveren kişiler bulunuyor. Dolayısıyla, bir bisiklet hakkında soru sormak istediğinizde karşınızda hemen o konuya hakim kişiler buluyorsunuz. Bu önemli bir artı diyebilirim. İki marka da yeni sezon bisikletlerin bir kısmını fuara getirmişti. Kadro tasarımlarında nihayet canlı ve cesur renklere yer vermeye başlayan iki markaya ait neredeyse tüm modeller şöyle bir incelemeye değer nitelikte. Giant Escape Air, yeni Propel modelleri, kadınlar için olan harika modeller bir yanda, 5 kilonun altındaki Trek Emonda ve sergilediği birbirinden sevimli Electra modelleri diğer yanda... İki markanın da standında çok vakit geçireceğinizden eminim.

Türkiye'nin en büyük üretici ve distribütöründen Aslı Bisiklet ve Accell Bisiklet, fuarda geçen seneki gibi büyük ve rahatlıkla fark edilir standlarla yerlerini almışlardı. Accell, üretimini yaptığı markalarının hemen her birine ayrı bir stand açmış ve onları orada sergiliyordu. Kapladıkları alan bakımından oldukça iyiler. Ancak, bu biraz dağınıklığa yol açmış gibiydi. Herhangi bir konuda bilgi almak istediğinizde ilgili kişiyi biraz beklemeniz gerekebiliyor. Brooks sele ve kaskların olduğu kısmı görmeden ayrılmayın. Özellikle kaskların malzemesi ve kumaş detayları oldukça güzel. Aslı ise daha kompakt bir sergileme anlayışı ile sahip olduğu hemen hemen her markaya ait ürünleri ziyaretçilerin beğenisine sunmuştu. Benim ilgimi çeken kısım formaların olduğu taraf olduğu için orada biraz daha fazla vakit geçirmiş olabilirim. Hatta bir formayı sonradan satın almak üzere ayırttım bile. Onun haricinde Zipp markasının jant setlerine, Sedona'nın en yeni modellerine ve tasarımları göze oldukça hoş gelen Aslı'nın yeni gözdesi Creme markasına ait bisikletlere vakit ayırmanızı tavsiye ediyorum.

Türkiye'nin tek tur bisikletlerine özel olarak açılmış mağazası olan Bisiklet Gezgini de geçen seneki gibi fuardaki yerini almıştı. Tam kadro olarak bulundukları stand, sahip oldukları tüm markalara ait belli başlı modelleri sergilemelerine yetiyor. Çantalar, aksesuarlar, bisikletler ve yeni teknolojiler hakkında kendileriyle rahatça sohbet edebilir, her konuda bilgi alabilirsiniz. Sorularınıza sıkılmadan yanıt verirler. Tur bisikletleri ve tur bisikletçiliği ile ilgileniyorsanız, uğramadan geçmeyin derim ben.

Scott markasının distribütörü olan Marintek firmasının standı bana biraz başarısız gözüktü. Biraz o Sirkeci'deki bisiklet mağazalarının havası vardı. Bisikletler oldukça sıkışıktı ve her modeli sergileyeceğim derken hiçbir modeli sergileyemez hale gelmişlerdi. İlginizi çeken bir modeli yakından incelemek için birkaç bisikletin gidonunun yönünü değiştirmeniz hatta bazen bisikletleri yerinden oynatmanız falan gerekiyor. Yine de elimden geldiği kadar incelemeye çalıştım. Scott markasını da kadro boyamaları konusunda oldukça başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Anlaşılan o ki, bu yaz sokaklarda, caddelerde ve bisiklet yollarında göreceğimiz bisikletlerin renkleri oldukça canlı olacak.

Kron markasının stand tasarımı oldukça şık ve sadeydi. Diğer markalara göre stand biraz daha tenha olsa da, rahat rahat inceleme fırsatı bulabiliyorsunuz. Yani bu biraz avantaj olmuş. Ayrıca bilgi almak isterseniz size hemen yardımcı olacak kişiler de hemen dolaylarınızda bulunuyor.

Fuara yaklaşırken hemen her yerde göreceğiniz çeşitlilik ve büyüklükte türlü yerlerde reklamını göreceğiniz Salcano markasının standı da oldukça büyüktü. Bisikletleri öyle yığma bir anlayışla sergilememiş, aralarında rahatça dolaşabileceğiniz şekilde yerleştirmişlerdi. Ancak personel eksiği vardı diyebilirim. Belki hafta sonu takviye yaparlar daha fazla ziyaretçi olacağı için. Beni tek rahatsız eden durum, Salcano'nun o stand dahilinde aynı zamanda motosikletlerini de sergiliyor olmasıydı. İki ayrı bölüm yapsalar daha sempatik durabilirdi. Bisiklet bisiklet bisiklet derken bir anda önünüze motosikletler geliveriyor.

Temsil ettiği markalarla Türkiye'de hatırı sayılır miktarda satış yapan bazı markaların fuarda olmamasına biraz şaşırdım. Örneğin; Specialized markasını şubelerinde öve öve bitiremeyen Aktif Pedal'ın fuarda yer almaması çok üzücü. Demek ki reklama veya tanıtıma ihtiyaçları yok gibi bir önermeyi şu noktada kabul edemem, çünkü bu tip fuarlar aslında bisiklete ve bu kültüre verilen değeri temsil eden detaylardır. Ayrıca ziyaretçilerin Specialized gibi kaliteli bir markadan mahrum bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum. Böyle bir fuar alanında ziyaretçilerin karşısına marka fark etmeksizin daha çok bisiklet çıkması en önemli şeydir aslında. Geçen sene 3, sonra 5, sonra 10 derken markalar giderek çoğalırsa, bisiklete maruz kalan insan sayısı da artar. Dolayısıyla, bisiklet farkındalığı noktasında bu tip girişimlere ve çok sesliliğe ihtiyaç olduğunu söyleyebilirim.

Umarım ilerleyen senelerde motosiklet egemenliğinden bağımsız bir bisiklet fuarımız olur ve Türkiye'de bulunan hemen her markayı orada görürüz.

17 Şubat 2015 Salı

Kış Aylarında Bisiklet Sürmek


Kış aylarında bisiklet kullanırken güvenliğimizi nasıl sağlarız?

Kış aylarında günler kısa olduğu için havalar erken kararıyor. Gündüzleri de genelde kapalı hava olduğu için, öncelikle sizin ve bisikletinizin yeterli derecede fark edilebiliyor olması gerekli.

Bunun için, hem aydınlatma hem de dikkat çekme adına ön ve arka aydınlatmalarınızın açık durumda olması şart. Giysilerinizde reflektör bulunması da önemli bir artıdır. Fosforlu bir yeleğin kendisi ve üzerindeki reflektörlü detaylar, özellikle karanlıktaki görünürlüğünüzü bir hayli yükseltecektir. Bu tip bir yelek veya ceketiniz yoksa, sadece reflektörlü bir bant alıp sırtınıza yapıştırarak da idare edebilirsiniz. Son olarak, rica etmeniz durumunda hemen hemen her bisiklet mağazasından temin edebileceğiniz reflektörlü paça bantları ile, pedal çevirdiğiniz için sürekli hareket halinde olan ayaklarınız sayesinde arabalar tarafından rahatlıkla seçilebilirsiniz.

Dilerseniz, tüm bunlara ek olarak kaskın ön veya arkasına takılabilen aydınlatma çözümlerini de deneyebilirsiniz. Yüksekte ve sürekli yanıp sönen bir ışık, özellikle arabalar tarafından rahatlıkla fark edilecektir.

Islak zeminde sürerken nelere dikkat etmeliyiz?

Zemin kayganken lastiğinizin yol tutuşunda belli bir dereceye kadar zayıflama mutlaka olacaktır. Buna bir de hızlanma ve virajlar dahil olunca, bisiklette denge unsurunu kaybedeceğiniz zamanlar ortaya çıkabilir. Bunun önüne geçmek için başlıca yapmanız gereken şey, dış lastiklerinizin havasını kullandığınız bisiklet tipine bağlı olarak 1  BAR civarı veya 20 – 40 PSI kadar düşürmenizdir. Burada amaç, lastiğin yola temas eden yüzeyinde bir nebze artış sağlamaktır. Ayrıca, kış mevsiminde kullanım için özel üretilmiş lastiklerden satın alarak da daha güvenli bir yol tutuşa sahip olabilirsiniz.

Bisikletinizi yağışlı havada veya yerler tamamen ıslakken kullanıyorsanız, bilhassa geleneksel pabuçlu fren sistemindeki fren mesafenizde hissedilir bir değişiklik olacaktır. Normalden daha erken fren yapmanızda fayda var. Tekerleğinizin fren yüzeyinde oluşan ıslaklık, fren pabuçlarınızın o yüzeyi kavramasına engel olacağından, fren yapacağınız mesafeyi biraz daha uzunmuş gibi düşünmelisiniz. Burada amaç, pabuçların fren yüzeyindeki ıslaklığı bir iki tur içinde temizlemesi için zaman yaratmaktır.

Son olarak, kilitli pedal kullanmadığınız durumlarda ayağınız pedaldan kayabileceğinden, hızlı giderken veya pedallara yüklenmeniz gerektiği durumlarda mümkün olduğunca ihtiyatlı olmanız gerek. Mümkünse, bu tip havalar için platformu geniş, kavrama yüzeyi sağlam pedallar tercih etmelisiniz.

Kış aylarında bisikletimizde nelere dikkat etmeliyiz?

Ön ve arka aydınlatmalarınızın kesinlikle takılı ve çalışır durumda olması gerekli. Sürüş öncesi kontrol etmeyi ihmal etmeyin. Pilleri zayıflamışsa değiştirin. Bunun haricinde, bisikletin özellikle vites mekanizması normalden daha çok kir ve çamura maruz kalacağından, bakım ve temizlik konusunda daha titiz olmalısınız. Her sürüşten sonra fren pabuçları ve tekerleklerin fren yüzeyleri temizlenmelidir. Ayrıca, zincirinizi üzerinde birikmiş kirden arındırarak yeniden yağlamanız bisikletinizin parçalarının yararına olacak, ömrünü uzatacaktır. Fren ve vites parçalarındaki kirlenmeyi minimuma indirmek için, ön ve arka çamurluk kullanımına yönelebilirsiniz. Hem bisikletiniz nispeten daha az kirlenir, hem de kullandığınız malzemelerin ömrü uzar.


Soğuk havalarda kıyafet tercihimiz nasıl olmalı?

Kıyafet seçiminde önceliğiniz, kumaş kalitesi olmalıdır. Havanın derecesine göre sadece bir rüzgarlık veya hem rüzgar geçirmeyen hem de içi ısıtma özelliği olan kumaştan yapılmış ceketlerden veya yeleklerden kullanabilirsiniz. Bu tip rüzgar ceketlerinin bazıları hiç hava aldırmadığından, gereksiz yere terlemenize sebep olabilir. Satın aldığınız yere bunu sormanızda fayda var.

Yağışlı havalarda yağmurluk şart. Burada dikkat etmeniz gereken nokta, bütçeniz doğrultusunda ilerlemeniz gerektiğidir. Kesinlikle su geçirmediği söylenen yağmurluklar oldukça pahalı olmasına rağmen bir noktadan sonra su geçirir hale gelebiliyor. Yağmurluklar, suya ne kadar dayanabildiklerine göre fiyatlandırılıyor. Yağmurluk size sadece zaman kazandırır. Belli bir süre sudan korunursunuz. O esnada bir yere sığınmanızda fayda var. Sürekli yağmura maruz kaldığı takdirde, belli bir süre su almaya başlayacaktır. Aynı durum, altınıza giyeceğiniz su geçirmez pantolon, su geçirmez ayakkabı kılıfı ve kaskınıza takacağınız su geçirmez kılıf için de geçerlidir.

Havanın derecesine göre alacağınız eldivenin tipi de değişmelidir. Ancak, aldığınız eldivenin parmak kısımlarının çok kalın olması, gidon hakimiyetinizde ve frenlemede sorunlar yaratabilir. Alacağınız eldiveni denemenizde, bisikletinizin gidonunu şöyle bir tutup fren kollarını kontrol etmenizde fayda var.

Ayaklarınızda ve ellerinizde soğuktan hissizleşmeler meydana gelirse, iklim ile inatlaşmak yerine bir yerlere sığınıp sıcak bir şeyler içmenizde fayda var. Bu yolla vücut sıcaklığınızı yeniden yükseltmiş olursunuz.


4 Şubat 2015 Çarşamba

Giant Retro Eldiven

Lodos hayatlarımızı dondurunca, aldığım eldivenin inceleme yazısı da gecikti haliyle. Giant mağazasının giyim reyonunda görür görmez üzerindeki gökkuşağı renkleri sayesinde dikkatimi çekmeyi başaran bu eldiveni almadan oradan çıkmayacağımı biliyordum. Eldivene biraz daha yaklaşınca gördüğüm detaylar sayesinde, sürekli olarak bir sonraki kullanışım için sabırsızlandığım bir eldivene kavuştum.

Orijinal ürün ismi Giant Classic Crochet Glove olarak geçen 19 USD değerinde bu retro eldiven, etiketinde yazdığı üzere 48% deri ve 41% pamuktan üretilmiş. Parmak içleri ve avuç kısmını siyah deri olarak tasarlamış ve dolgu malzemesiyle biraz yumuşak hale getirmişler. Oldukça rahat bir yapısı var. Geniş delikleri, yani açık örgüleri olduğundan hava aldırması ve nem transferi ile ilgili bir hatırlatma yapmama çok da gerek yok sanırım. Üstelik esnekliği de hiç fena değil. Velcro dediğimiz cırt cırtları biraz daha küçük ve ince olarak tasarlansa ve üzerindeki marka logosu biraz daha küçük olsa, eldiven daha da şık durabilirmiş. Ancak bu haliyle de oldukça güzel. Yaz sıcağında terler bileklerinizden içeri doğru süzülürken o derinin hali veya kokusu nice olur şimdilik bilemiyorum ama iki günlük kullanımım sonrası bu havalarda oldukça konforlu olduğunu söyleyebilirim. Benim gibi çelik bisikletlere ve o bisikletlerin yarışlarda kullanıldığı dönemlere ait giyim kuşama merak salma arifesindeyseniz, bu veya bunun gibi eldivenlerden bir tane edinseniz iyi olur. İnternette biraz araştırdım. Siyah ve kahverengi renkleri de var ama ben mağazada sadece bu rengini gördüm. Belki daha sonra diğer renkleri de getirirler. Gidip ara sıra taciz etmekte fayda var.