
Bisikletinize yeni bir gidon alarak hem bisikletin üzerindeki duruşunuzda ufak tefek değişiklikler yapar, hem de yine bir parça ağırlıktan kurtulmuş olabilirsiniz. Ancak, bu ağırlık miktarı öyle çok büyük bir miktar olmayacaktır. Alüminyum gidonlar ile karbon gidonlar arasında sadece ağırlık değil, hissiyat anlamında da farklılıklar vardır. Karbon gidon, karbon malzemenin özelliğinden ötürü titreşim emmede biraz daha başarılıdır. Kaliteli karbon gidonlar, alüminyum olanlardan daha az esner ve bu da size ataklarda ve tırmanışlarda daha az esneme performansı olarak geri döner. Gidon alırken, reach ve drop mesafelerini göz önünde tutmanızda fayda var. Seçtiğiniz gidon tipinin reach olarak bilinen uzanış mesafesi de çok önemlidir. Diğer yandan, drop olarak geçen eğilme mesafesi de bisikletin üzerine ne kadar yatacağınıza karar veren ölçülerden biridir. Gidonu alt kısımlardan tutarken, bileklerinizin çok kıvrılmıyor olması gereklidir. Gidonun ayarlanış şekli, gidon boğazının da ölçüsüne bağlı olarak sizin duruşunuzu dikleştirebilir ve yataylaştırabilir. Eğer sırt veya omuz bölgesinde ağrılar yaşayan biriyseniz, gidon alırken kendi omuz genişliğinize uygun bir ölçü tercih etmeniz önemlidir. Aslında bunun haricinde de kendi omuz ölçünüze cuk oturan gidon seçmeniz mantıklı olur ama daha aero bir pozisyon kazanmak için daha dar bir gidon tercih edebilir veya sprint atarken daha iyi kontrol edebileceğiniz bir bisiklet için daha geniş bir gidon seçebilirsiniz.
Ortanın biraz üstü veya direkt olarak üst seviye diye tanımladığımız bisikletler haricinde, yekpare bir biçimde mağazadan satın aldığınız bisikletlerin hemen hemen hepsinde orta veya ortanın altı seviye kalitede kablo ve teller kullanılır. Eğer bisikletinizi uzun soluklu ama çok da özenmeyerek kullanacaksanız, kablo ve tellerinizin yıpranması söz konusu olacaktır. Pas, kırılma, pislenme vb. sorunlar yaşamaya başladıktan sonra onları yenilemeniz gerektiğini anlayacaksınız. Bisikletin çok da önemli bir detayıymış gibi gözükmese de, hem performans hem de hissiyat açısından kaliteli tel ve kablo kullanımının yarattığı değişiklik oldukça önemlidir. Örneğin; vites ayarı sürekli bozulan bisikletlerdeki sorun, sadece arka aktarıcadan kaynaklanmıyor olabilir. Belki de kalitesiz bir tel kullandığınız için tel gerginliğiniz sürekli değişiyordur. Ya da, teli koruyan kablolar toz toprak biriktirmeye oldukça müsaittir ve hem frenleme hem de vites değiştirmede ayarsızlıklara sebep oluyordur. Bu tip şeyler, bisiklet kullanma keyfini azaltır ve ufak da olsa kafa meşgul eder. Yeni aldığınız bisikletinizdeki tel ve kablolardan bir süre faydalanıp, yıpranmaya başladıklarında kurtulmanızda fayda var. Bisikletinize para harcarken belirli yükseltmeler yapmayı kafanıza koyduysanız, tekerlek, vites parçaları, iç ve dış lastiklerin yanı sıra tel ve kablolara da özen gösteriyor olmalısınız. Kaliteli tel ve kablolar, kendini ilk kullanımdan itibaren belli edecektir. Paslanmayan teller, kabloların içinde bulunan ve tellerin kabloların içinden geçtiği noktalardaki sürtünmeyi azaltan bazı maddeler, kolay kırılmayı önleyici dış tabaka, koruyucu iç tabaka ve toz toprak girmesini engellesin diye pakette sunulan ufak tefek önlemler sayesinde bisikletinizde bir takım değişiklikler olduğunu hemen anlayacaksınızdır. Örneğin; fren yaparken fren kolunuzun daha da yumuşak bir his verdiğini hemen fark edeceksiniz. Ya da, eğer durduğu yerde çok büyük ısı farklılıkları olmamışsa, bisikletinizi koyduğunuz yerden iki ay sonra alıp bindiğinizde göreceksiniz ki vites ayarlarınız aynen duruyor. Biraz olsun paraya kıyıp aldığınız tel ve kablolar, vites geçişlerinizde bir nebze de olsa yumuşamayı, fark edilir derecede hızlanmayı ve arka aktarıcınızın verdiği tepkilerde keskinliği beraberinde getirecektir. Ayrıca, yeni nesil kablo ve teller eskiye nazaran daha hafifler. Jagwire markasının ürünlerine bir bakmanızda fayda var.
Bisikletinizle beraber gelen selede sizi rahatsız eden bir şeyler varsa, kendinize uygun genişlik ölçüsü bulunmayan bir sele kullanıyor olma ihtimaliniz bir hayli yüksek. Öne kayma, bir türlü tam ortaya oturamama, üreme organında uyuşma veya batma gibi şikayetleriniz varsa, selenizi değiştirmeniz gereklidir. Pelvis genişliğiniz, size kullanmanız gereken sele ölçüsüne dair fikir verecektir. Diğer yandan, selenin arka kısmının ne kadar destekleyici olduğu da önemlidir. Dümdüz bir sele ile arkası pelvisi biraz destekleyen selenin konforu arasında uzun sürüşlerde ortaya çıkacak cinsten farklılıklar oluşabilir. Ölçüyü ve şekli tutturduktan sonra iş biraz bütçenize kalıyor. Rayları ve kendisi karbon bir sele alırsanız, oldukça hafif bir sele almışsınız demektir. Ağırlık takıntınız çok yoksa, platformu karbon olmayan, sadece rayları karbon ve titanyum olan seleler de tercih edebilirsiniz. Bu ve bunun gibi pek çok kombinasyon var. Sele konusundaki en net ve doğru tercihi, sizi bisiklet üzerindeki duruş anlamında optimum düzeye taşıyan Bike Fit sayesinde yapabilirsiniz. Sonraki süreçte, bisiklet değişse bile selenizi değiştirmeye gerek kalmayacaktır. Kendinize uygun seleyi her kadroda kullanmaya devam edebilirsiniz.
Bisiklette hem ulaşabileceğiniz maksimum hızda, hem de yokuş performansında değişikliğe sebep olan detaylardan biri de rublenizde saklıdır. En büyük yaprağındaki diş sayısı ne kadar yükselirse, yokuşlarda dizlerinize gelen ağırlık da o kadar azalacaktır. En küçük yaprağındaki dişli sayısı ise ne kadar az olursa, aynakolunuz büyük yaprakta olduğu esnada ulaştığınız hız o kadar artacaktır. Burada önemli olan, sizin aynakolu en büyük yaprakta, rubleyi de en küçük yaprakta kaç kere kullanmak durumunda kalacağınızdır. Oranları 11-23 olan bir ruble ile tırmanmaya kalkarsanız dizlerinizi fazla yüklenirsiniz. 12-27 olan bir ruble ise dizlerinize iyi gelecektir. Bu oran meselesi biraz karışık esasında. Düz yolda ve tırmanışlardaki performansınızın, sadece rubledeki değil aynakol yapraklarınızdaki dişli sayısıyla da alakası bulunmaktadır. Ancak, yol bisikleti için benim tavsiyem 11-25 oranının altına düşmeden ruble tercihi yapmanız yönünde olur. Titanyum, çelik, alüminyum gibi malzeme seçenekleri, rublelerin fiyat ve ağırlıklarında belirleyici rol oynarlar. Ruble pahalılaşıyorsa, ya malzemesi daha uzun ömürlü hale geliyordur, ya da ağırlığı azalıyordur. En pahalı rubleler ise, bu iki özelliği birden barındıranlardır.
Bisikletinizde ilk bakışta fark edilir bir değişikliğe gitmek istiyorsanız. Gidon sargınızı da değiştirebilirsiniz. Standart sargınızın altına destek koyarak daha rahat yapabilir ya da direkt mantar destekli biraz daha yumuşak his veren yeni bir bant sarabilirsiniz. Profesyonel sporcuların en pahalı ve en hafif sargıyı kullandığını sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Alberto Contador, bazı etaplardan önce çift kat sarılmış gidon bandı kullanıyor desem sizin için yeterli olur sanırım. Sonuçta iki paket gidon sargısı harcadıktan sonra elleri ancak rahat eden bir bisiklet sporcusundan söz ediyoruz.
Bisikletinizin tüm donanımları sağlam ve kaliteli ama yine de sürüşte bir hantallık varsa ve yatırım yapmaya değer bir karbon kadroya sahipseniz, iyi bir tekerlek seti alarak işi çözebilirsiniz. Yazının başında da söylediğim gibi, akıcı bir tekerlek seti, bisikletinizi oldukça seri hale getirir ve sürüş hissiyatına doğrudan etki eder.