
İnternet insanı değil misiniz? Öyleyse, kendinize vakit yaratıp, birden fazla mağazayı gezin. Size bisikletleri anlatsınlar. Karşınızda bilgili bir satıcı varsa, onu pür dikkat dinleyin. Sadece baktığınız ürün ile ilgili değil, genel hatlarıyla bisikletler ve kullanım amaçlarının farklılığı ile ilgili bilgiler edinmeye çalışın. Bu bilgiler, yapacağınız tercihte hayati rol oynar. İnanın bana, Türkiye'deki toplam bisiklet kullanıcılarının yarısından fazlası kendine ne kullanım ne de boy açısından uygun olmayan bisikletlere binmektedirler. Siz de onlardan biri olmak istemiyorsanız bisiklet seçimi aşamasında almak istediğiniz bisikletle ne yapacağınızı iyi belirleyin. Bu noktada bisiklet türleri ve sizin tercihleriniz önem kazanıyor. Sahilde hafta sonu gezmesi mi? Asfaltta performans mı? Asfaltta ulaşım mı? Orman gezileri mi? Dağlarda macera mı? Tepe inişleri mi? Sadece hobi maksatlı mı? Yoksa yarış da var mı aklınızda? Biraz hareket olsun gerisi önemli değil mi? Hangisi? Ne istediğini bilen biri olursanız, nokta atışı yapmanız çok daha kolaylaşır.
Şehir bisikletleri, hybrid bisikletler, dağ bisikletleri, tepe iniş için tasarlanan bisikletler, yol bisikletleri ve bunların kendi aralarındaki sayısız alternatifleri karşınızda duruyor. Ormanda veya dağda düz maşalı ince lastikli bir bisiklet kullanırsanız başınıza gelecekleri biliyor musunuz? Ya da asfaltta kalın lastikli hantal bisikletlerle dizlerinize ne denli kötülük yapabileceğinizin farkında mısınız? Bu aşamada yardımcı olması açısından, daha önce yazdığım iki yazıya bir bakmanızda fayda var. Birinde şehir, diğerinde yol bisikleti tercihleriyle ilgili bilgilendirmeler yaptım.
Üç aşağı beş yukarı kafanızda almak istediğiniz bisiklet tipine karar verdiyseniz, şimdi bütçenizi belirleme zamanıdır. Bu işe girerken aklınızda kesin ve net sayılar olmamalı. Biraz esneklik gösterebilmelisiniz. Bütçenizi biraz zorlayıp aldığınız bisiklet, bundan bir süre sonra size o parayı iyi ki harcamışım dedirtebilir. Günümüz bisikletlerini, eski bisiklet tecrübelerinizle kıyaslamayın. İyi bir bisiklet almayı düşünüyorsanız, onu uzun yıllar kullanmak istiyorsanız ve o ilk bisikletiniz olacaksa, günümüzde sadece bisikletin kendisine harcamanız gereken tutar 3500 liradan az olmamalı, mümkünse 5000 lira civarında olmalıdır. Bu tutarların altına inmeye başlarsanız, malzeme kalitesinden ödün vermeye başlarsınız. Bisiklete o kadar para verilir mi? O paraya motor / araba alınır. Bu cümleleri çok duyarsınız. Onları söyleyen insanların cep telefonlarına bakın. O cep telefonunu almak için yenilemeyi sürekli ertelediği kılık kıyafetine bakın. Gerisini zaten siz anlarsınız. Geçenlerde, 29 yaşında bir arkadaşım bana gelip bisiklet sordu. Yeni başlayacak olduğu için tavsiye vermemi istedi. Bütçen ne kadar diye sorduğumda, 1000 lira cevabını verdi. İyi giyinen, düzenli geliri olan bir işte çalışan, pahalı bir telefonu ve hatta arabası olan bu arkadaşıma, çocuk olmadığını, kocaman adam olduğunu ve bindiği bisikletin de hayat standardına uygun olması gerektiğini ve onu yansıtması gerektiğini anlattım. Geliri iyi, belirli bir ekonomik sınıfa ait birinin 1000 liralık bisiklete binmesini saçma buldum ve bunu kendine yakıştırıp yakıştırmadığını sordum. Türkiye'de kişilerin sorunu, bisikleti hala önemsiz bir detay olarak görmeleridir. Bisikleti para harcanacak bir şey olarak görmezler ve akıllarında bisiklete biçilen değerler hep çok azdır. Halbuki bisiklet sporu, faydaları saymakla bitmek bilmeyen bir spor dalıdır. Gelişmiş ülkelerde tercih edilen, modern toplumlarda hayatın içine girmiş ve insana ciddi anlamda mutluluk veren bisikleti aşağılama gafletine düşenleri kafanıza hiç takmayın. The Economist dergisindeki bir makalede Cycling Is The New Golf başlıklı bir yazı okumuştum. Yani esasında bizim insanımızın o çok takık olduğu etiket mevzusunda, bisiklet de artık belirleyici bir faktör.
Bisikletinizin bütçesini belirledikten sonra, o bütçeyle alabileceğiniz bisikletlerin üzerindeki komponentleri inceleyin. Hangi marka hangi donanımı takmış? Bu bisikletin fiyatı daha pahalı ama üzerinde niye daha düşük donanım var? Bunun jantlarının kenarları neden daha yüksek? Selesi neden daha ince? Bu ve benzeri soruları soracaksınızdır. Çok yüksek bütçelerle satın alma yapmıyor, yarışlara katılmayı planlamıyor ve giriş ya da orta seviyedeki bisiklet modellerine bakıyorsanız, sadece üzerindeki donanımlara bakarak tercih yapmanız büyük hata olur. Bisikletin üzerine bir çıkın. Kısa bir deneme sürüşü yapın. Kadro açıları size uygun mu? Kendinizi üzerinde nasıl hissediyorsunuz? Bunlara dikkat edin. Çok iyi tasarlanmış ve iyi malzeme kullanılarak üretilmiş bir bisiklet kadrosunun verdiği sürüş hissi ile, üzerinde güzel donanımlar olan ama basit yapılı bir kadroya sahip bisikletten çok daha farklı olacaktır. Bunu unutmayın. İlla donanımlara bakacağım diyorsanız da, vites gruplarından önce jant setlerine bakın. Bisikletin sürüşünü etkileyen iki önemli unsurdan biri kadro, diğeri de tekerleklerinizdir. Göbekleri kötü bir jant seti, gitmeyen bir bisiklet demektir.
Alternatifleri düşürdükten sonra, elinizdeki alternatifleri gerçekten bisikleti bilen bir arkadaşınıza sunun. Ukalalık etmeyin ve sizi yönlendirmesine izin verin. Yorumlarını dinleyin. Sonra da o alternatifleri internette bir araştırın ve hakkında yazılmış yorumları okuyun. Youtube videolarını izleyin. İlla internette birileri bir yerlere bir şeyler koymuştur. Onları bulun. Bakalım dinledikleriniz ve bulduklarınız örtüşüyor mu? Türk forumlarındaki laf dalaşlarına pek aldırış etmeyin. Uzanamadığı ciğere mundar demeyi alışkanlık haline getirmiş bir sürü insan vardır forumlarda. Hayatında hiç alamayacağı bisiklet hakkında tavsiye istediğinizi görünce, o bisiklete verir veriştirir. Siz onları kafanıza takmayın. İlla forumlardan bakacaksanız, yabancı forumlardan bakın. Bisiklet hakkında yabancı kaynaklı bir yazı bulduysanız ve o dili bilmiyorsanız, bilen bir arkadaşınızdan rica edin ve sizin için onu çevirsin. Bunlar çok vakit alan şeyler değiller. Üşenmeyin.
Artık sona geliyoruz. Bisikletinizi almaya az kaldı. Şimdi daha bilgilisiniz ve az da olsa tecrübeniz var. Almak istediğiniz bisikletle ilgili biraz donanıma sahipsiniz. Mağazalarda kendinize belirlediğiniz alternatifi size son bir kez anlatması için o mağazalara yine gidin. Aklınıza gelen her soruyu sorun. Onların görevi size anlatmak. Garanti koşullarını öğrenin. Nasıl kullanmanız gerektiğini, bakımının nasıl olduğunu ve servis ücretlerini öğrenin. Satış sonrası hizmet de önemlidir. Bu konuya da özen gösterin. Teknik servis personeliyle tanışın. Bisikleti kime emanet edeceğinize bir bakın. Deneme sürüşü yapın. Vites geçişleri yapın. Fren performansına bakın. İş, pazarlık yapma aşamasına mutlaka gelecektir. Firmalar fiyatlandırma yaparken, sizin indirim isteme ihtimalinizi göz önünde bulundurur ve ona göre fiyatlandırma yaparlar. Dolayısıyla, o bisiklet için özel bir kampanya falan düzenlenmediyse veya o firma piyasada zaten uygun fiyatlarıyla bilinen bir firma haricinde bir firmaysa, etiketteki fiyatı asla kabul etmeyin. Ancak, bunu elbette nakit ödemeniz şartıyla söylüyorum. Kredi kartıyla ödeme yapacaksanız, işin içine komisyon oranları girdiğinden size yapabilecekleri indirim oranları çok aza ve hatta sıfıra inebilir.
Gereksiz para harcamaktan kaçınmanız çok önemli. Genelde iki bisiklet arasında kalınır ve bir bisiklet diğerinden çok da önemli olmayan bir özelliği sebebiyle biraz daha pahalıdır. Burada sorulacak soru şu: Sizin o özelliğe gerçekten ihtiyacınız var mı? Yoksa sırf o özellik bu bisiklette var demek için mi o bisikleti alıyorsunuz? Dürüstçe cevaplayın. Kendinden daha akıllı telefonundaki özelliklerin yarısının ne işe yaradığını bilmeyen ve onları kullanamayan pahalı telefon sahiplerinin konumuna düşmek istemezsiniz öyle değil mi? Hem o ihtiyacınız olmayan özelliğe ödeyeceğiniz tutarı daha önemli şeylere harcayabilirsiniz. Kask alırsınız. Eldiven alırsınız. Ayakkabı alırsınız. Tayt veya forma alırsınız. Yani, o para mutlaka daha yararlı bir yere harcanabilir. Bisiklet aksesuarı, yedek parçası ve giyimi önemli detaylardır. Onlara da ciddi bütçeler ayırmanız gerektiğini unutmayın. Özellikle bisiklet giyiminin neden pahalı olduğunu buradan okuyabilirsiniz.
Bisikletin kadro boyu, sizin o bisiklet üzerinde harcadığınız vaktin verimiyle doğrudan orantılıdır. Hem verimli, hem de keyifli saatler geçirmek istiyorsanız, alacağınız bisikletin boyu size uygun olmalıdır. Ben bu konunun Almanya'da eğitimini aldım ve size rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu konu oldukça hayatidir. Sonrasında sırt, bel, omuz ve diz ağrıları çekmek istemiyorsanız, bu konuya özen gösterin. İstediğiniz kadro boyu o mağazada yok ama o bisikleti de çok beğendiğiniz ve bir büyük veya bir küçük boyu da olsa almak istiyorsunuz öyle değil mi? Ve hatta, size sele borusunu indirerek veya kaldırarak bisikleti size uygun hale getirebileceklerini söylediler. Yapmanız gereken şey, o bisikleti almamaktır. Ya size uygun olan boyun stoklara girmesini bekleyin, ya da boyu size uygun olan diğer alternatife yönelin. Tıpatıp aynı bisiklet, hemen hemen aynı maliyet ve kadro boyu konusundan da eminseniz, bisikleti yurt dışından da sipariş edebilirsiniz.
Bazen işler öyle bir noktaya gelir ki, elinizdeki alternatifler hem fiyat hem de performans anlamında birbirine çok yakın olur. Sürdüğünüzde pek bir fark göremezsiniz ve bu durum sizi kararsızlığa iter. Bu tip durumlarda yapılacak en iyi şey, benim şahsi fikrimi soracak olursanız; baktığınızda sizi mutlu eden bisikleti almaktır. Size en çok yakışan ve bir yere koyduğunuzda izlemesi size en çok keyif veren bisiklet neyse onu alın. Aldıktan sonra da, bisikleti tamamen size uygun hale getirmelerini istemeyi unutmayın. Gidon açısı, sele boyu, vites geçişleri ve lastik basınçlarını kontrol ettirmeyi unutmayın.
Bisiklet güzel şey, alın. Fotoğraflarını çekin ve her yere koyun. İnsanları özendirin.
Bisikletinizin bütçesini belirledikten sonra, o bütçeyle alabileceğiniz bisikletlerin üzerindeki komponentleri inceleyin. Hangi marka hangi donanımı takmış? Bu bisikletin fiyatı daha pahalı ama üzerinde niye daha düşük donanım var? Bunun jantlarının kenarları neden daha yüksek? Selesi neden daha ince? Bu ve benzeri soruları soracaksınızdır. Çok yüksek bütçelerle satın alma yapmıyor, yarışlara katılmayı planlamıyor ve giriş ya da orta seviyedeki bisiklet modellerine bakıyorsanız, sadece üzerindeki donanımlara bakarak tercih yapmanız büyük hata olur. Bisikletin üzerine bir çıkın. Kısa bir deneme sürüşü yapın. Kadro açıları size uygun mu? Kendinizi üzerinde nasıl hissediyorsunuz? Bunlara dikkat edin. Çok iyi tasarlanmış ve iyi malzeme kullanılarak üretilmiş bir bisiklet kadrosunun verdiği sürüş hissi ile, üzerinde güzel donanımlar olan ama basit yapılı bir kadroya sahip bisikletten çok daha farklı olacaktır. Bunu unutmayın. İlla donanımlara bakacağım diyorsanız da, vites gruplarından önce jant setlerine bakın. Bisikletin sürüşünü etkileyen iki önemli unsurdan biri kadro, diğeri de tekerleklerinizdir. Göbekleri kötü bir jant seti, gitmeyen bir bisiklet demektir.
Alternatifleri düşürdükten sonra, elinizdeki alternatifleri gerçekten bisikleti bilen bir arkadaşınıza sunun. Ukalalık etmeyin ve sizi yönlendirmesine izin verin. Yorumlarını dinleyin. Sonra da o alternatifleri internette bir araştırın ve hakkında yazılmış yorumları okuyun. Youtube videolarını izleyin. İlla internette birileri bir yerlere bir şeyler koymuştur. Onları bulun. Bakalım dinledikleriniz ve bulduklarınız örtüşüyor mu? Türk forumlarındaki laf dalaşlarına pek aldırış etmeyin. Uzanamadığı ciğere mundar demeyi alışkanlık haline getirmiş bir sürü insan vardır forumlarda. Hayatında hiç alamayacağı bisiklet hakkında tavsiye istediğinizi görünce, o bisiklete verir veriştirir. Siz onları kafanıza takmayın. İlla forumlardan bakacaksanız, yabancı forumlardan bakın. Bisiklet hakkında yabancı kaynaklı bir yazı bulduysanız ve o dili bilmiyorsanız, bilen bir arkadaşınızdan rica edin ve sizin için onu çevirsin. Bunlar çok vakit alan şeyler değiller. Üşenmeyin.
Artık sona geliyoruz. Bisikletinizi almaya az kaldı. Şimdi daha bilgilisiniz ve az da olsa tecrübeniz var. Almak istediğiniz bisikletle ilgili biraz donanıma sahipsiniz. Mağazalarda kendinize belirlediğiniz alternatifi size son bir kez anlatması için o mağazalara yine gidin. Aklınıza gelen her soruyu sorun. Onların görevi size anlatmak. Garanti koşullarını öğrenin. Nasıl kullanmanız gerektiğini, bakımının nasıl olduğunu ve servis ücretlerini öğrenin. Satış sonrası hizmet de önemlidir. Bu konuya da özen gösterin. Teknik servis personeliyle tanışın. Bisikleti kime emanet edeceğinize bir bakın. Deneme sürüşü yapın. Vites geçişleri yapın. Fren performansına bakın. İş, pazarlık yapma aşamasına mutlaka gelecektir. Firmalar fiyatlandırma yaparken, sizin indirim isteme ihtimalinizi göz önünde bulundurur ve ona göre fiyatlandırma yaparlar. Dolayısıyla, o bisiklet için özel bir kampanya falan düzenlenmediyse veya o firma piyasada zaten uygun fiyatlarıyla bilinen bir firma haricinde bir firmaysa, etiketteki fiyatı asla kabul etmeyin. Ancak, bunu elbette nakit ödemeniz şartıyla söylüyorum. Kredi kartıyla ödeme yapacaksanız, işin içine komisyon oranları girdiğinden size yapabilecekleri indirim oranları çok aza ve hatta sıfıra inebilir.
Bisikletin kadro boyu, sizin o bisiklet üzerinde harcadığınız vaktin verimiyle doğrudan orantılıdır. Hem verimli, hem de keyifli saatler geçirmek istiyorsanız, alacağınız bisikletin boyu size uygun olmalıdır. Ben bu konunun Almanya'da eğitimini aldım ve size rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu konu oldukça hayatidir. Sonrasında sırt, bel, omuz ve diz ağrıları çekmek istemiyorsanız, bu konuya özen gösterin. İstediğiniz kadro boyu o mağazada yok ama o bisikleti de çok beğendiğiniz ve bir büyük veya bir küçük boyu da olsa almak istiyorsunuz öyle değil mi? Ve hatta, size sele borusunu indirerek veya kaldırarak bisikleti size uygun hale getirebileceklerini söylediler. Yapmanız gereken şey, o bisikleti almamaktır. Ya size uygun olan boyun stoklara girmesini bekleyin, ya da boyu size uygun olan diğer alternatife yönelin. Tıpatıp aynı bisiklet, hemen hemen aynı maliyet ve kadro boyu konusundan da eminseniz, bisikleti yurt dışından da sipariş edebilirsiniz.
Bazen işler öyle bir noktaya gelir ki, elinizdeki alternatifler hem fiyat hem de performans anlamında birbirine çok yakın olur. Sürdüğünüzde pek bir fark göremezsiniz ve bu durum sizi kararsızlığa iter. Bu tip durumlarda yapılacak en iyi şey, benim şahsi fikrimi soracak olursanız; baktığınızda sizi mutlu eden bisikleti almaktır. Size en çok yakışan ve bir yere koyduğunuzda izlemesi size en çok keyif veren bisiklet neyse onu alın. Aldıktan sonra da, bisikleti tamamen size uygun hale getirmelerini istemeyi unutmayın. Gidon açısı, sele boyu, vites geçişleri ve lastik basınçlarını kontrol ettirmeyi unutmayın.
Bisiklet güzel şey, alın. Fotoğraflarını çekin ve her yere koyun. İnsanları özendirin.
yazınızda yolda mtb kullanmanın zararından behsetmişsiniz''Ya da asfaltta kalın lastikli hantal bisikletlerle dizlerinize ne denli kötülük yapabileceğinizin farkında mısınız?'' bu konuda biraz daha detaylı bilgi verir misiniz? bende yolda da mtb kullanıyorum ve sizin bahsettiğiniz konuda bir bilgim yok. sizce bu problem nasıl çözülebilir?
YanıtlaSilKalın ve yüzeyi arazi için tasarlanmış MTB lastikleriyle asfaltta sürüş yapmak hem bisikletin akıcığılını hem de sizin fiziğinizi etkiler. Yolla sürtünme çok olacağından, daha hızlı olabilecekken lastikler sizi yavaşlatıyor olur. Dizlerinizi yorar çünkü gereksiz yere efor sarfediyor olursunuz. MTB orman veya dağlık araziler için tasarlanmış bir bisiklet tipidir. Asfaltta kullanmak için üretilen bisikletler başkadır. Yeni bisiklet alacak bütçeniz yok ise, bir bisikletçiye gidip lastiğinizi mümkün mertebe inceltip yüzeyi daha düz bir tanesini tercih edebilirsiniz. Böylece asfaltla sürtünmenizde aşama kaydeder, biraz daha hızlanma şansı yakalarsınız.
Silgökhan bey yazınız için çok teşekkür ederim . yazılarınızı elimden geldiğince okumaya çalışıyorum. anlaşılan biricik dağ bisikletime bi mtb yol lastiği almam gerekiyor.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilyazıyı çok güzel hazırlamışsınız benim de buna benzer sorunum var benim bir dağ bisikletim var aynı zamanda yolda sürmek için bir yol bisikleti almak istiyorum bulunduğum yer dağlık bir bölge aynı zamanda sahilimizde var düzlük ve yazın çok güzel ama daha önce yol bisikleti deneyimim hiç olmadı burada kullanan neredeyse çok az buradaki satıcıların da bilgisi pek yok ve sattıkları bisikletlerde 500 tl çivarında denemeye de izin vermiyorlar, bende yol bisikletini Türkiye de büyük bisiklet satan sitelerden almayı düşünüyorum dağ bisikletimi de bu şekilde aldım kadro boylarını internetten araştırıp kendime göre olanını bulsam yanlış yapmış olurmuyum acaba, sorum biraz uzun oldu yardımcı olursanız çok sevinirim, şimdiden teşekkürler.
YanıtlaSilBence satın almayı düşündüğünüzü o mağazalara telefon açıp boyunuzu söyleyin. Size uygun kadro ölçüsünü söyleyeceklerdir. Hepsi aynı kadro ölçüsünde hemfikir ise, son kez kendiniz internetten araştırıp emin olduktan sonra sipariş verebilirsiniz.
SilÇok aydınlatıcı olmuş, ben başlangıç bisikleti olarak strada 800 düşünüyorum, nasıl bilirsiniz acaba?
YanıtlaSilhttp://www.ktmbisiklet.com/bisiklet-detay.asp?BiID=36
Uygun bir bisiklet satın alınabilir. Belki elinizde alternatif olması açısından Giant mağazasına da bir gidip bakabilirsiniz. Şu an indirimdeler.
SilBu müthiş faydalı yazılarınız için teşekkürler öncelikle. Ben de yeni başlayan kategorisinde bisiklet sporu yapmak istiyorum. Yaptığım araştırmalar doğrultusunda internette bi çok yerde rastladığım Türkiye'de sanırım sadece Decathlon'da satılan b'twin markasının fiyat-performans bakımından çok iyi olduğundan bahsedilmiş her yerde. Yeni başlayanlar ve şehir içinde kullanacaklara önerir misiniz bu markayı? Fiyatlar gerçekten çok uygun diğer markalara kıyasla
YanıtlaSilÖvgü dolu sözleriniz için çok teşekkür ederim.
SilDüşük bir bütçeniz varsa, Decathlon ilk etapta iyi bir seçenek olabilir.
Ancak, fiyat & performans anlamında Giant ve Orbea şu an Türkiye piyasasında oldukça iyi yerdeler. Mağazalarına gidip pazarlıkla fiyat almakta fayda var diye düşünüyorum.
Decathlon'daki bisikletler biraz hantal kalabilir. Sağlam ve dayanıklılar ve başlangıç için iyiler, ancak performans anlamında aynı şeyi söyleyemem.
Öncelikle bilgileriniz kendinize saklamayip paylastiginiz icin tesekkurler. Eskisehirde yasiyorum ve sehir ici ulasimimi bisikletle sagliyordum. Iki hafta once bisikletim calindi. Sonrasinda bisiklet arayisina girdim. Hem asfaltta, hem de engebeli yollarda surus yaptigimdan mtb bakiyorum. 178 boyumdayim ve 1000 tl butcem var. Hangi modelleri onerirsiniz? Tekrar tesekkurler.
YanıtlaSilSelamlar,
SilBahsettiğiniz gibi bir sürüş deneyimi için hibrit bisiklet modellerini tercih etmeniz daha mantıklı olur yani dağ bisikleti kadar kalın tekerlekleri olmayan ama şehir bisikleti gibi düz maşalı olmayan, amortisörü olan bisikletler size daha uygun olabilir. Yerli üretim bisikletlere veya sahibinden.com'da yabancı markaların ikinci ellerine bakmanızı tavsiye ediyorum o bütçe için.
Merhaba,
YanıtlaSilYazılarınız ve bisiklet tutkunuzu içtenlikle paylaşmış olmanız bizi de bu yolculuğa itti Gökhan Bey, öncelikle bunun için teşekkür ederiz. Sitenizden başlayıp, aylardır süren detaylı araştırmalarım sonucunda dediğiniz gibi belki de birbirleriyle çokta alakası olmayan iki bisiklet arasında kaldık. Öncelikle Orbea'nın Carpe şehir bisikletlerini inceledik tasarım, sağlamlık, kullanım açısından ama özellikle estetik açılardan oldukça beğendik. Sağolsun Aram Bey'de çok yardımcı oldu. Daha sonra rotamızı Bisiklet Gezgini'ne çevirdik ve son geldiğimiz noktada bütçemizi çok aşmamak adına orada da VSF fahrradmanufaktur TX-400 modeli aklımıza yattı. Size kısaca bisikletimizle neler yapmak istediğimizi de anlatıyım siz de bizim için yorumlayın lütfen.
Bizim önceliğimiz kısa vadede turlar değil ancak uzun vadede iyi birer tur bisikletçisi, gezgini (yurtiçinde, yurtdışında) olma planlarımız var. Bir süre, tecrübe kazanmak ve bisikletle yaşamaya alışmak adına elbette her fırsatta şehir için de, sahilde, zaman zaman yakın ormanlık alanlarda da (örn. Belgrad Ormanı) pedallamak istiyoruz. Aslına bakarsanız bütçem izin verse her iki bisikleti de alıp Orbe'yı şehir içinde, yakın yerlere ulaşım ve keyif aracı olarak kullanıp, VSF'yi de turlarda kullanmak istedim. Yorumlarınızı heyecanla bekliyor, ilginize şimdiden teşekkür ediyorum.
Selamlar,
SilBahsettiğiniz bisikletler gerçekten birbirinden çok farklı. Yani bu durumda biraz elma ile armutu kıyaslamak durumundayız :)
Bence Orbea Carpe şans vermeye değer harika bir bisiklet. Onu alıp tepe tepe kullandıktan sonra satıp tur bisikletlerinizi alabilirsiniz. Ben olsam böyle yapardım. Uzun vadede tur bisikletçi olmak istiyorsunuz ama bu vade ne kadar uzun? Eğer çok uzunsa, Carpe alın derim. Değilse, direkt tur ile başlayın.
Merhaba Gökhan Bey. Orbea Carpe Ormanlık alanda da kullanılabilir mi yoksa sadece şehir bisikleti mi? Ben de fotoğraflardan ve yazınızdan beğendim ama emin olamadım.
SilÇok kötü veya engebeli bir arazi değilse girilebilir ama tavsiye ettiğim bir şey değil. Daha detaylı bilgi için Aram Tabar'ı arayıp bilgi alabilirsiniz : 0542 507 57 28 Kendisine sizi benim yönlendirdiğimi söylerseniz yardımcı olacaktır.
YanıtlaSilİyi akşamlar Gökhan Bey. Pekçok forum sitesinde aradığım ama cevabını bulamadığım bir sorum var. Ben Gaziantep'de oturuyorum ve şehirin hem çok güzel yolları var hem de oldukça kötü yolları var. Bazen asfalt olmaktan bile çıkıyor. Size yönelteceğim soru şöyle: "Ben böyle yolları olan bir şehirde lastik seçimini nasıl yapmalıyım?" düz kaymak gibi yolda ekstradan efor sarfetmesi istemem ve ince jantli bir bisiklet alip da birden bire çukura girince jantinin yamulmasini istemiyorum. Peki nasıl bir seçim yapmam lazım? Yardımcı olursanız çok mutlu olurum.
YanıtlaSilMümkün olduğunca dikkatli sürün. Çukur, hendek vb. yerlerde hızınızı azaltın ve öyle yerlerden geçerken selenizden kalkarak geçin. 700x35c lastikler bence işinizi görür. Schwalbe markasının lastiklerini tavsiye edebilirim çünkü patlak korumaları da iyi seviyededir.
YanıtlaSilçok iyi yazı ya. faydalı babında çok iyi yazı yoksa derecelendirme yapma gibi bir hadsizlik yapmıyorum. konuyla ilgili bir e-mail de attım aslında bir kaç farklı modelde fikrinizi almak için. eksik kalmış e-mail bunu da okuyunca anladım. e-maile dönerseniz artık eksik yerleri de dolduracam yani öyle yapayım. yazı çok iyi bu arada(:
YanıtlaSil