2 Eylül 2014 Salı

Bisikletli Ulaşım Platformu

Bugün bisikletin için ne yaptın? 

Günün sonunda bu soruyu soruyor musunuz kendinize? Sormalısınız. Bisikletinizi seviyor ve başkaları da bisikleti sevsin istiyorsanız, farkındalık yaratmalısınız. İki yıldan fazla süre önce ilk fotoğraflarını paylaşmaya başlamıştım o dönemki bisikletimin. Herhangi bir fotoğraf değeri taşımıyordu. Sıradan fotoğraflardı. Tek derdim, hayatıma bisiklet diye bir şey aldığımı göstermekti. Önce pek umursayan olmadı. Sonra sevmeye başladılar. Takdir edenler oldu. Ara sıra ilgisini çekmeyen kişilerden olumsuz tepkiler aldığım oldu. Hatta takip etmeyi bırakanlar da oldu. Umursamadım.

İki yılda paylaştığım bisiklet fotoğrafı sayısı bini geçmiştir. Instagram hesabımı takip edenler bıkmıştır belki de bisiklet görmekten. Dert değil. Gösterdim insanlara bisikletle yapılabilecekleri. Gezdim, para harcadım, okudum, aldım, sattım, yardım ettim, öğrendim ve anlattım. Hatta çalıştığım kurumda bisiklet kültürüne dikkat çekmek için bir video bile hazırlattım. Her ne yaptıysam, bisikletin aslında ne kadar da hayatın içine direkt olarak sokulabileceğini ve hiç de öyle lüks bir şey olmadığını anlatabilmek içindi. Bisiklet aldırdığım samimi veya değil eş dost sayısı elliyi geçti biliyor musunuz? İnsanlar size soru sorduğunda yanıt verin ve ilgilenin. Bir yola çıktıysanız, yalnız da yürüseniz ara sıra yanınıza gelenleri geri çevirmeyin. Ancak bu şekilde aynı dili konuştuğunuz kişilerin sayısının nasıl da artmış olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Bisikletinizle hava atın ve ne kadar güzel yerlere gittiğinizi gösterin. Zor gözüken şeylerin aslında ne kadar da kolay ulaşılabilir olduğunu gördüklerinde, mutlaka size katılacaklardır.

Bir şeye dikkat çekmek istiyorsanız; illa bir lider, sığınılacak bir grup veya oluşum aramayın. Önce kendinizden başlayın. Siz kendi çevrenizde yeteri kadar dikkat çekmeyi başarırsanız, sesinizi daha da yükseltmek için sonraki aşamada bir toplulukla entegre biçimde hareket edebilirsiniz. O zaman geldiğinde, o ihtiyacı zaten hissedeceksinizdir. Tek başına yapabilecekleriniz, bisikleti sevdirmek, başkasına bisiklet aldırmak ve bisiklet için çekirdek bir farkındalık yaratmaktır. Kendi çevrenizin limitlerine dayandığınızda ise, başka bisikletliler ile ortak olma vakti gelmiş demektir. Sesinizi yükseltmek için etrafa bakınmaya başlayın. Yaşadığınız ülkede, şehirde, köyde veya kasabada bisikletli kim varsa yapışın yakasına. Birlikte hareket edin. Hali hazırda yapılan şeyler var ise, onlara destek verin. Haklar her zaman tepeden inmiyor. Bazen onlara doğru tırmanıp, onları almak gerekiyor. Şahsi fikrimi soracak olursanız, doğrusu da budur. Çünkü ancak bu şekilde değeri uzun yıllar boyunca bilinecek halde olur.

Bisiklet yolumuz yok. Bisiklete saygı gösteren insanlarımız yok. Oturup bekleyemeyiz. Zaman geçer. Hayat kısa. Harekete geçmeli öyle değil mi? Geçin. Hakları elde etmek, savaşmak ve direnmek bizim elimizde. Facebook üzerinde bir sürü grup var bisiklet için çırpınan. Onlarla iletişime geçin. Düzenledikleri organizasyonlara katılın. Destek olun. Siz bugün bisiklet yolu için çırpınırsanız, bunun meyvesini yıllar sonra çocuklarınız o yollarda güvenli bir şekilde bisiklete binerken alacaksınız. O manevi tatmin duygusunu bir hayal edin. Sıfırdan bir şey yaratmış olmanın güzelliği ve o güzellikteki payınızı düşünün.

Ben ne mi yapıyorum? Bisikletli Ulaşım Platformu'nu duydunuz mu hiç? Duymadıysanız biraz bahsedeyim. Aklınıza gelebilecek bütün sosyal medya hesaplarında aktif bir oluşumdur. Son günlerde yapılanlarla yazılı ve görsel basında da yer almaya başlayan, elini taşın altına sokan ve gönüllülük esasıyla yola koyulan bir avuç insanın kurduğu ve şimdilerde binlerce kişiye faydası dokunan bir platformdur. Yönetim kadromuz birbirinden değerli ve yetenekli bisiklet dostu kişilerden oluşuyor. Herkes vaktini ayırıp bu işin bir köşesinden tutuyor ve yetenekleri doğrultusunda katkı sağlamaya çalışıyor. Etkinlikler, basın bildirileri, farkındalık turları ve daha niceleriyle, bisiklet kültürü için canla başla çalışıyoruz.

Mevsimlerin iç içe geçtiği karman çorman bir iklim düzeninde, sözde yaz mevsimini çok önemli bir etkinlikle kapadık. Bisiklet sürerken dikkatsiz sürücüler yüzünden hayatını kaybeden gencecik insanları andık. Siz de olabilirdiniz, ben de, arkadaşınız da... Hepimiz öldük o kazalarda. Bir daha kimse ölmesin diye, sürücüler trafikte bisiklet diye bir şeyin olduğunu öğrensin ve biraz olsun bilinçlensinler diye kısmen trafiğe kapadık Bağdat Caddesi'ni. Yurt dışında yapılan birbirinden yaratıcı o protesto etkinliklerini internette görüp helal olsun size be! diyen kişilerin, şimdi tam karşısına koyduk her şeyi tüm çıplaklığıyla. Bisikletlerimizle kapadık yolu. Video izlerken tek tıkla beğeni butonuna basıp gitmek en kolayı. Bu defa bizi tam karşısında görünce karıştı hisler birbirine. O an arabasındaydı kimisi. Gitmek istedi. Kornaya bastı. Gidemedi belki. Beğenisine sunulan şey, sağ üstten çarpıya basınca kapanamadı bu defa. Mecbur kaldı izlemeye. Temkinli gözler, uzaklaşanlar, merak edip gelenler, soru soranlar, sabırsızlar, sitem edenler...

Her çeşit insan tepkisiyle karşılaştık. Olsun. Şimdi onlar bisiklete binen kimselerin bu ülkede can verdiğinden haberdarlar. Bisiklet diye bir şey olduğundan, kalabalık bir grup tarafından savunulduğundan ve özen gösterilmesi gerektiğinin farkındalar. Bir derdimiz olduğunun, bir şeyler anlatmaya çalıştığımızın farkındalar. Orada olanlar haricinde, dünyaya biraz meraklı gözlerle bakıp bir şeyler okumayı akıl edenler de biliyor artık bizi. Örneğin; Radikal bu eylemin haberini çoktan geçti bile. Ve etkinlikteki insanlar... Hepsi birbirinden değerli, gözleri pırıl pırıl bisiklet aşıkları... Her birinin hikayesi farklı. Bisikleti sevme sebepleri farklı. Hani maça gittiğinizde takımınızın tribünündeyken doğru yerde olduğunuz hissine kapılırsınız ya; onun gibi bir şey bu da işte. Meseleniz aynı. Olmanız gereken yerdesiniz. Tek yapmanız gereken, sesinizi biraz daha yükseltmek. Bu defa hem kendiniz hem de başkaları için...

Biz bisiklet için bir şeyler yapıyoruz. O gün de yaptık, bugün de yapıyoruz, yarın da yapacağız. Peki, ya sen?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder