29 Mart 2014 Cumartesi

Campagnolo Chorus Vites Grubu

Daha önce yazdığım ürün incelemelerine baktığınızda, Campagnolo firmasına olan bağlılığımı hemen fark edebilirsiniz. Henüz incelemesini yazmadıklarımla beraber, bugüne kadar toplamda beş farklı vites grubu ve beş farklı jant setini kullandığım bu markaya ait tecrübe ettiğim ilk vites grubu Chorus idi. 2013 üretimi olan ve aldıktan çok kısa bir süre sonra arka aktarıcısını komik bir kazada kırıp yenisini almak zorunda kaldığım karbon set ile ilgili bilgilerimi paylaşmak istiyorum.

Öncelikle belirtmeliyim ki, Chorus, Record ve Super Record setlerinin vites mekanizmalarında kullanılan teknoloji tamamen aynı. Üçünde de Ultra Shift ve Ergo Power kullanılıyor. Yani, eğer bütçeniz Chorus almaya yetiyorsa, Record veya Super Record alamadınız diye üzülmenize çok da gerek yok. Peki; neden fiyat farkı var? Birinci sebep, karbon malzeme kullanımının artması ve buna bağlı olarak ufak bir hafiflik farkı oluşması. Record ve Super Record sette daha fazla karbon parça var. Yazının sonunda tüm setlerin ağırlık bilgilerini paylaştım. İkinci sebep, arka aktarıcı makaralarında fark olması. Super Record setin makarasında seramik bilyeler kullanılmış. Benim bildiğim üçüncü ve son sebep ise aynakoldan kaynaklanıyor. Record aynakolda USB teknolojisi, Super Record aynakolda ise hem USB hem de CULT teknolojisi mevcut. Yani, bu aynakolların göbeğindeki sürtünme dirençleri daha düşük. Ancak, aynakollarındaki temel teknoloji aynıdır. Hepsinde Ultra Torque kullanılıyor. Bunlar için daha fazla ödemeye değer mi? Orası size kalmış. Hobi kullanıcıysanız, bence hiç gerek yok. 11'li vites grubu sistemlerine ait parçalar birbiri ile uyumlu çalıştığından, dilerseniz parça parça toplayarak da bir Campagnolo set edinebilirsiniz. Örneğin; vites kollarını Chorus seçerek biraz ekonomi yapabilir ve oraya harcanacak parayı Record veya Super Record aynakola harcayabilirsiniz. Eğer ağırlık takıntınız yok ise, rubleyi de Chorus seçerek ekonomi yapabilirsiniz.


Chorus seti kullanırken canımı sıkan tek nokta, fren performansı olmuştu. Centaur, Record ve Super Record setine ait frenlerden daha memnun kalmıştım diyebilirim. Nedense Chorus sete ait frenler bana bir türlü güven vermemişti. Benim yerime test etmek için bisikletime binenler her ne kadar bir sorun olmadığını savunsa da, ben o fren setlerinin bana verdiği hissi bir türlü sevemedim. Belki de pabuçları kötüydü bilemiyorum. Campagnolo, fren pabucu konusunda bir Swissstop değil elbette. Bunun haricinde, Chorus set ile ilgili hiçbir şikayetim yok. Vites geçişleri mükemmel, kaliteli zincir yağı ile kullanıldığı müddetçe oldukça sessiz çalışan ve öyle sık sık bakım gerektirmeyen bir setti. Ultra Shift sayesinde üç yukarı ve beş aşağı olmak üzere hızlı vites geçişleri sağlıyordu ve bu mekanizma, bin kilometreden fazla sürelik kullanımım esnasındaki gaddar denemelerime rağmen bir kere bile sorun yaratmadı. Profesyonel sporcuların antrenman bisikletlerinin vites grubu olan Chorus, kıyaslama yaptığınızda genel kanıya göre Ultegra setten bir tık üstte yer almaktadır.

Oldukça temiz kullanılmış bir şekilde satılığa çıkardığım seti, çok kısa bir süre içinde satmıştım. Üstelik, aldığım fiyata yakın bir tutara satmıştım. Her yazımda söylediğim üzere, Campagnolo ürünleri yıllarca tıkır tıkır çalıştığından, yeterince temiz baktığınız takdirde satarken istediğiniz fiyata satabilme lüksünüz her zaman vardır. Şu aralar, yüksek kur fiyatları yüzünden değerlerinin çok üzerinde satılıyorlar. İkinci el piyasasını araştırmanızda veya yurt dışından biri gelecekse, ona aldırmanızda fayda var. En azından, gümrük ve kargo ödemekten yırtarsınız. Bütçenizde sıkıntı yoksa ve Türkiye'den satın almak isterseniz, Campagnolo ürünlerini Pedal Bisiklet ve Aktif Pedal mağazalarında bulabilirsiniz.

Campagnolo Vites Gruplarının Ağırlıkları


Bisiklet Nasıl Sürülür? Verimli Pedal Çevirme Tekniği Nedir?

Bisiklet nasıl sürülür sorusunun yanıtı sadece denge ile değil, pedal çevirirken gücünüzü bisiklete en iyi şekilde aktarmayla da yakından ilintilidir. Dairesel pedal çevirme olarak da adlandırılan doğru pedal basma tekniği, sadece bacaklarınızla basit bir yukarıdan aşağıya itme hareketi değildir. Öyle olsaydı, her pedal devrinin sadece aşağı itme kısmında güç uygulaması sağlanabilirdi ki bu da tüm pedal devrinin sadece %40 kadarını oluşturmaktadır.

Ayağınızın pedalın üzerinde oluşturduğu farklı açılar, alt baldırınızın her bacak vuruşuna daha çok güç aktarmasını sağlar. Doğru pedal basma tekniği, her devir sırasında kullanılan bacak kaslarının da fazlalaşması anlamına gelir. Farklı kas grupları kullandığınız için, her birini ayrı ayrı kullanma ve geliştirme imkanına sahip olursunuz. Uyluk kısmındaki kaslar nasıl çalışıyorsa, arka bacak kaslarınızı ve baldırlarınızı da öyle çalıştırabilirsiniz.

Bisiklette Verimli Pedal ÇevirmeAyağınız, her dönüşün tepe noktasındayken, bu noktayı geçmeyi kolaylaştırmak için pedalı biraz öne doğru itin. Bu noktadayken pedalı direkt aşağı doğru itmek hiçbir işe yaramaz. Yanlış bir kası kullanmış ve boş yere enerji kaybetmiş olursunuz. Topuğunuzu pedal seviyesinin altına düşürün ve ileri itin. Sonra da aşağıya; sanki yerde oturur ve ayağınızla bir şey iter gibi düşünebilirsiniz. Bu teknik, aşağı doğru basılan gücün pedal dönüşüne erken ulaşmasını sağlar. Pedal basma devam ederken, ayak parmaklarınız ayak seviyenizin altına iner. Bu, en yüksek gücün olduğu aşamadır ve neredeyse her kas, verimli pedal çevirmenize katkıda bulunur. Bu aşamanın sonunda ayak parmaklarınız aşağıyı göstermelidir. Bu, pedal dönüşünün artık daha fazla aşağı basamayacağınız en alt seviyesidir. Artık geri çekmeniz gerekmektedir. Ayakkabınızın tabanından bir şey sıyırmaya çalıştığınızı düşünün. Bacağınızla pedalı geri çekmek, gücü devir aşamasına sokar, aksi durumda hiçbir güç uygulanmayacaktır. Hızlı hızlı pedal çevirirken, yükselen pedalı çekmektense dinlenmeye geçen bacağınızın kaşlarını gevşetin. Genellikle en zor aşama budur. Yavaş pedal çevirirken veya ayakta pedal çevirirken, bu aşamada daha çok pedal çekersiniz. Ayaklarınızı tutan kilitli pedallar işte bu noktada çok önemli olurlar. Pedal basmanın son aşamasına doğru, öne doğru pedalı itmeye başlayın. Ancak bunun zamanlamasını iyi ayarlamak gerek. Erken yaparsanız, dinlenen bacağınızın kaslarının gerilmesine yol açarsınız. Tüm bu aşamalar, şu an okurken size karışık veya zor gibi gözükse de, üzerine kafa yormaya ve beceri kazanmaya değecek detaylardır. Sadece saniyeler süren tüm bu aşamaları kolaylıkla gerçekleştirdiğinizde, bacaklarınızın eskisinden daha verimli bir şekilde size güç sağladığını göreceksiniz. Adımlarınızı doğru takip edip etmediğinize sürekli hareketlerinize bakarak kontrol edin. Doğru tekniği çalışmak, her kasın ve her bacağın tam olarak ne yaptığını düşünmenize de yardımcı olacaktır. İki bacağı da eşit kullanabilmek, herkesin yapabildiği bir şey değildir.

Pedal çevirme verimliliği yükseltmek için, kullandığınız trainer üzerinde tek bacakla pedal çevirme egzersizi yapabilirsiniz. Bir süre normal pedal çevirin, düşük vitese geçin ve bir bacağınızı kilitli pedaldan çekin. Tek bacakla pedal çevirmeye başlayın. Az önce anlattığım adımlardaki dairesel hareketleri düşünün. Tam bir dairesel devir için burada anlatılan tekniği uygulamanız gerekir. 30 saniyede bir bacak değiştirerek bu hareketleri yaparsanız, kısa süre içinde kendinizi geliştirirsiniz.

Russell Downing'in bu konuda tavsiyeleri var. Örneğin; bir süre oturarak hızlanma denemeleri yapmanızı öneriyor. Bedeninizi bisikletin üzerinde sabit tutun. Sadece bacaklarınızı ve ayaklarınızı kullanarak hızlanın. Doğru tekniği öğrenmeyi kolaylaştırmak için ayak duruş değişikliklerini abartarak çalışın. Oturarak ve düşük viteste ani çıkışlar deneyin. İlk başlarda selede sıçrayacaksınız. Bu sıçramaları önlemeye odaklanın çünkü bunu yapmak için dinlenen bacağı gevşetmeyi öğrenmeniz gerekecek. Bir diğer önerisi ise tepeler inip çıkma üzerine. Dağ bisikletçileri her pedal basışta maksimum verimi elde etmekte başarılıdır. Selede oturarak dik ve gevşek zeminli yokuşlara tırmanırken bile aynı oranda güç uygulamayı öğrenirler. Yani aslında bisikletle yokuş çıkarken vites kaçta olmalı sorusunun yanıtı hem vitestedir hem de pedallama tekniğinizde.


27 Mart 2014 Perşembe

İkinci El Bisiklet Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?

Ara sıra ikinci el bisiklet ilanlarını inceliyorum. Bir anlık hevesle alınmış bisikletler, yanlış kadro boyu seçimleri yüzünden kendinden soğutanlar ve daha üst bir modele geçmek uğruna gözden çıkarılanlar... Bir sürü farklı sebepten ötürü satılığa çıkarılan bisikletlere denk geliyorum. Peki ilanda her yazana inanmalı mıyız? İkinci el bisiklet almadan önce sormamız gereken sorular nelerdir? İkinci el bisiklet alırken nelere dikkat edilmeli?

İkinci El Bisiklet Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?
İkinci el bisiklet ilanını incelediniz. Bisikletin fotoğraflarını gördünüz. Görünürde çizik, darbe, boya kalkması vb. kusurlar yok ve o bisiklet aklınıza yattı. Bisikleti görmeye gitmeden önce öğrenmeniz gereken ilk şey, o bisikletin amacına uygun kullanılıp kullanılmadığıdır. Düz maşalı bir şehir bisikletiyle dağ tepe dolaşmış birini ben olsam garip karşılarım. Ya da bir yol bisikletiyle kaldırımlardan paldır küldür inen, tümseklerden bisikletine pek dikkat etmeden geçen birinden bisiklet almam. Bisikleti nerede, ne amaçla ve ne kadar süreyle kullandığını mutlaka sorun. Bisikletin ne kadar kullanıldığını sorduğunuzda, genelde az kullanıldığına dair cevaplar alırsınız. Bunu anlamanın yolu -bisikletin yanında değilseniz- detaylı fotoğraf istemektir. Bisiklet çok temiz olabilir. İlan için özenle silinmiştir ve pırıl pırıldır ancak vites aksamı kendini ele verir. Vites parçalarının detaylı fotoğraflarını isteyin. Rublenin ve aynakol dişlilerinin durumuna bakın. Boyalarının ne kadarı silinmiş ve dişlilerde herhangi bir aşınma var mı diye kontrol edin. Diğer yandan, jantlar da size ipucu verebilir. Jantların fren yüzeylerine bakın. Fren izleri ne kadar koyu diye bir kontrol edin. Bisikletin yanındaysanız, jantların düzgün dönüp dönmediğine bakın. Fren pabuçlarının formunu kontrol edin veya fotoğrafını isteyin. Aşınma çok fazla değilse, bisiklet az kullanılmış demektir. Bisikleti bizzat görmeye gittiğinizde, mutlaka üzerinde bir iki tur atın. Bol bol vites değiştirin. Ayağa kalkıp tempo yapın. Birden hızlanın. Frenlerini kontrol edin. Herhangi bir yerden sizi rahatsız eden bir ses olursa, sebebini sorun.

Bisikletin kadrosunu incelerken, bağlantı noktalarının detaylı fotoğraflarını istemeyi ihmal etmeyin. Boruların birleşme noktalarında bir sorun olup olmadığına mutlaka bakın. Uzun bir şerit halinde inceden kalkan boyalar, çatlamanın habercisi olabilir. Karbon bisikletlerde buna ek olarak bisikletin esnemesini de kontrol edin. Bisiklete yandan yaklaşıp, pedalına basarak yanal esnemesine bakın. Esneme esnasında bisikletten her esneyişte bir ses gelip gelmediğini dinlemeye çalışın. Çatlak olup olmadığını bu tip bir yolla anlayabilirsiniz. Bisiklete ufak testler uygulayın. Ön freni sıkıp kafa setinin boşluğuna bakın. Gidonu sağa sola çevirip kafa setindeki rulmanların durumunu kontrol edin. Aşınmış rulmanlar, gidona o sürtünme hissini hemen yollar. Pürüzsüz bir şekilde sağa sola dönmeyen gidon, kafa seti rulmanlarında bir sorun olduğuna işaret eder. Jantlarla ilgili olarak nelere dikkat etmeniz gerektiğini bir başka yazıda anlatmıştım. Bisiklete binen kişinin kilosunu sormayı ihmal etmeyin. Özellikle karbon bisikletlerde, hem jant göbeği hem de kadro yıpranması açısından kilonun önemi çok büyüktür. Uygun kiloda olmayan biri tarafından orta veya uzun süre kullanılmış bir karbon bisikletten uzak durmanızı tavsiye ederim.

İlanda yazmıyorsa, bisikletin neden satılığa çıkarıldığını sorun. Fiyat pazarlığı yaparken, saçma sapan bahanelerle fiyat kırdırmaya çalışmayın. Bisikletin bir yerinde ufak bir çizik var, selesinin bir kenarı diğerinden fazla aşınmış veya jant tellerinden birinde boya kazınması var diye bisiklet o anki değerinden bir şey kaybetmez. Bisiklet, çizilen bir şeydir. Siz ne kadar dikkat ederseniz edin, yanınızdan geçen bir arabadan veya bisikletten seken taş da kadronuzda bir çiziğe sebep olabilir. Bu noktada biraz empati yapmakta fayda var. Satıcının bisiklete gerçekten iyi baktığından veya az bindiğinden emin olursanız, bütçeniz dahilinde dürüst bir şekilde pazarlık yapmanız iki tarafın da iyiliğine olacaktır. Her ilan koyanın karşısındakini kazıklamaya çalıştığını düşünmeyin. Bazı insanlar gerçekten de bir heves alıyor ve çok az kullandıktan sonra satıyor. Sizin yapmanız gereken, bu tip kişileri yakalayıp, onlardan bisiklet almak.


18 Mart 2014 Salı

Lizard Skins Gidon Bandı

Lizard kelimesinin anlamını bir yerlerden hatırlıyordum ben ya! diye söylene söylene sözlüğe girip baktım. Sonrasında taşlar hemen yerine oturdu. Küçüklüğünüz benim gibi sayısız yaramazlıkla geçtiyse ve korkusuzca ne var ne yok elinize alıp bakan çocuklardandıysanız, o varlığıyla yokluğu arasında çok kısa zaman geçen kertenkeleleri bile en az bir kere yakalamayı başarmışsınızdır. Hissini hatırlıyor musunuz? Derisinin nasıl bir şey olduğunu hatırlıyor musunuz? Hatırlamıyorsanız, bu gidon bandı size hatırlatacaktır.

Lizard Skins markası, elcik ve gidon bantlarında üst düzey kalitede malzeme kullanımı ile üretim yapan bir firmadır. Sadece yirmi yıllık geçmişleri olmasına rağmen, tüm bisiklet disiplinlerine yönelik ürünlerini bulmam mümkün. Sadece elcik ve gidon sargısı değil, boy boy kadro koruyucu malzemeler, eldivenler, ayakkabı kılıfları vb. şeyler de üretiyorlar. Daha önce farklı kişilerde görüp hissiyatına hayran kaldığım gidon sargılarından ben de sipariş ettim ve bir süredir onları kullanıyorum.

Lizard Skins markasına ait gidon bantlarının üç farklı modeli var. Bunlar, ölçülerine göre ayrılmış durumdalar. 1.8 mm, 2.5 mm ve 3.2 mm olarak üç farklı ölçüde tek renk olarak satılıyorlar. Dilerseniz, 2.5 mm ölçüsünde iki farklı renkten oluşanını bulmak da mümkün. Bu ölçüler, bandın kalınlığını anlatıyor. Sayı büyüdükçe, konfor artıyor. Ben, 2.5 mm ve pembe renk olanını tercih ettim. Kutusunun içinden iki adet tıpası, sargılar, çapraz atılan kısa parçalar ve bitiriş bantları çıkıyor. Bitiriş bantlarının gidondan zamanla kalktığına dair şikayetler okudum. Konuyu biraz araştırdım. Bu bantlar, diğer gidon sargılarının yanında verilenler gibi değil. Yapışkanı ve materyali biraz daha farklı ve yarı gidona yarı sargıya şeklinde değil, tamamen sargıya yapışacak şekilde yapıştırmanız gerekiyor. Gidon sargısının dış yüzeyi ile bitiriş bantlarının iç yüzeyi birbirini tamamlıyor. Yani, o bantlar gidon sargısının bir parçası aslında. İlla gidona da bir kısmını taşırmak istiyorsanız, daha fazla olan kısımı gidon sargısına denk getirmeye çalışın. Ben bu yöntemle kullanıyorum ve şu ana kadar herhangi bir açılma, kalkma vb. yaşamadım. Sargıların verdiği his muazzam. Asla kaymıyor, sıkı sıkı kavramanıza olanak veriyor ve yumuşacık bir konfor sunuyor. Zaten dokunduğunuz ilk anda etkileniyorsunuz. Hani böyle gözleriniz kapalı dokunsanız, ilk başta bir gidon sargısına dokunduğunuzu anlamazsanız bile. Titreşim emici özelliği olduğunu çok net bir şekilde söyleyebilirim çünkü hem karbon, hem de alüminyum gidonda kullandım. İkisinde de performansı harikaydı. Klasik bez sargılara, kadife sargılara veya kalitesiz ama mantar dolgulu diye sunulan sargılara defalarca para vermek yerine, buna bir kere para vermeniz daha mantıklı. Ancak, kaliteli ve yumuşak hissi olan mantar dolgulu bir bant arıyorsanız, daha önce incelediğim S-Wrap model bandı da tercih edebilirsiniz. Lizard Skins sargıları, Merlin Cycles sitesinden sipariş vererek almıştım ama sonra öğrendim ki, üç beş rengi Cadde Bisiklet'te de satılıyor. Aralarında öyle önemli bir fiyat farkı yok. 

17 Mart 2014 Pazartesi

Çocuğa Bisiklet Sürmek Nasıl Öğretilir?

Bisikleti seven, bisikletle büyüyen bir nesil için bisikleti ve bisiklet kültürünü çocuk yaşta aşılamak gerekli. Çocuklara bisiklet sürmeyi öğretmek için en uygun zaman, genellikle dört ile altı yaş arasıdır. Yine de bildiğimiz geleneksel tarzda bisikletlerden birine sahip olmadan önce onlara pedal çevirmeyi üç tekerlekli bisiklette daha küçük yaşlarda öğretmekle işe başlamanızda sakınca yok. Piyasada bu tip pek çok bisiklet bulabilirsiniz. Çocuğunuz bisiklete geçtiğinde, çocuk bisikletlerinin genel itibariyle tekerlek çapına göre ölçülendirildiğini ve 12,16,18,20 ve 24 inç olduğunu biliyor olun.

Bisiklet, çocuklar için oldukça uygun bir egzersiz tipidir. Büyümekte olan kemiklerine çok fazla baskı yapmadan kalp ve damar sistemlerini geliştirir. Ancak ilgilerini çekmek bazen zor olabilir. Hele bilgisayar, cep telefonu ve televizyon üçgeninde gidip gelen yeni nesil söz konusu olunca, bisiklet ve dışarıdaki hayat oldukça yabancı gelebiliyor onlara. Çocuğunuzun bisiklet sporunu denemesini önemseyin. Heveslendirip özendirmeye çalışın. Çocuklara sürekli öğüt vermek yerine, ona söylediğinizi kendiniz yapıyor olmanız onun için her zaman daha önemlidir. Sizden görerek örnek alacaklardır. Tüm dünyada okullar, bisiklete binmenin çocuğun hayal gücünü geleneksel okul sporlarından daha fazla çalıştırdığını keşfettiler.

Bisiklet Sürmeyi Öğrenmek
Çocuğunuz bisiklet sürmeyi öğrenmek için uygun döneme geldiğinde çok fazla yaya trafiği olmayan saatlerde bir parkta pratik yapmaya başlayın. Boş ve düz bir yol seçin. Bisikletin pedallarını yerinden çıkarın. Çocuğunuzun ayaklarının ön kısmının yere değdiğinden emin olun. Kendini dengede tutabilsin. Kendini yüksekte hissediyorsa, güvende hissedene kadar selesini alçaltın. Bisikletin herhangi bir hareketinden önce, ona frenleri nasıl kullanacağını mutlaka öğretin. Akabinde, ona bisikleti ayaklarını kullanarak kaydırmasını söyleyin. Bu şekilde hareket etmeye başladığında, bir sonraki adıma geçmeden buna alışması için ona zaman tanıyın. Acele etmeyin ve sakın kızmayın. Çocuğunuzun, bunu önce düz yolda denemesini sağlayın. Kendine güven kazandıktan sonra, hafif eğimli bir yere gidin. Eğim, daha uzun aralıklarla yerden destek almasını sağlayacaktır. Böylece dengede durma hissinin nasıl bir şey olduğunu tecrübe edecek ve daha uzun mesafe boyunca kayacaktır. Kaydığı mesafeler uzadıkça, denge sağlamayı öğrenmeye başlamış olacaktır. Artık pedalları takabilirsiniz. Eğer daha önce pedal basma prensiplerini öğrenmiş ise -üç tekerlekli veya denge tekerli bisiklet ile- ilk seferinde çekinerek de olsa, hem pedal çevirmeyi hem de denge sağlamayı bir arada deneyecektir. Frenlerini nasıl kullanacağını sık sık hatırlatın. Çok uzaklaşmayın ki, varlığınız ve ikazlarınız ona güven versin. Hız hoşuna gidecektir ama ona hızlı olacağı günlere çok yakın olduğunu hatırlatıp öncelikle nasıl durulması gerektiğini iyice öğretmeye bakın.

Üç tekerlekli için büyük ancak kendi iki tekerlekli bisikletleri için küçük olan çocuklar, pedal basmayı denge tekerlekleriyle öğrenebilirler. Pedalları çevirmeye ve dengede durmaya başlar başlamaz denge tekerleklerini çıkartın. Emin olamıyorsanız, açılarını değiştirin. Ön ve arka tekerden biraz daha yüksekte dursunlar. Böylece, yana doğru devrilme ve denge kaybı eğilimi gösterdiği an devreye girmiş olurlar. Sürekli olarak ön ve arka teker ile aynı hizada olurlarsa, dengede durmayı asla öğrenemez. Bisikletini sadece bu denge tekerleklerine yaslayarak sürer.

Çocuğunuzun kask taktığından emin olun. İstemiyorsa, üzerinde hoşuna gidecek figürler olan veya rengini kendi seçtiği bir kask alarak onun gönlünü yapmayı deneyin. Parmaksız veya parmaklı mini eldivenlerden bulup alın. Bisiklete binerken özel bir şeyler yaptığında ona karşı ilgisi artacaktır. Yarışlarda kask ve eldiven takan sporcuları gösterin. Sürüş esnasında güvenli bir şekilde hızlanıp yavaşlayabildiğinden, etrafı gözlemleyebildiğinden ve tehlikeleri algılayabildiğinden emin olun. Hiç yalpalamaması ve frenlerine hakim olması önemlidir. Yaptığı işe konsantre olması gerektiğini ama aynı zamanda yaptığı şeyin eğlenceli bir şey olduğunu sık sık hatırlatın. Deneme sürüşleri yaparken canı istemediğinde onu zorlamayın. Gerekirse sık sık mola verin. Üzerine gittiğinizde ters etki yapabilir.



16 Mart 2014 Pazar

3T Arx Team Stealth Gidon Boğazı

Eğer gidon ve gidon boğazı almak istiyorsanız, modellerini ilk araştırmanız gereken markaların başında İtalyan 3T geliyor. 1961 yılında Tecnologia del Tubo Torinese (Turin Tube Technology) olarak doğan, kurulduğunda 3TTT; 1990 yılından sonra ise marka tescilini yaparken geri kalan iki T harfini koymayı atlayan çalışanı yüzünden 3T haline bürünen ve Cinelli'nin sahibi Antonio Colombo tarafından 1985 yılında satın alınmış olan marka, sele borusu, gidon ve gidon boğazı gibi parçalarda kalitesinden asla ödün vermemiştir. Çelik, alüminyum ve karbon malzemeden yaptığı parçaları, günümüzde pek çok profesyonel sporcu tarafından tercih edilmektedir.

Bu markaya ait olan, mat siyah renkteki Arx Team Stealth model gidon boğazını bir süredir kullanmaktayım. Bugüne kadar kullandığım gidon boğazları arasında en iyisi diyebilirim. Sürüşte güven veren bir yapısı var. Esnemezliği ve sağlamlığı, fiyatını ne kadar hak ettiğini ispatlar nitelikte. Günümüzde karbon gidon çok yaygın. Hatalı bir montaj veya çok sıkılan vidalar yüzünden karbon gidonlarınıza zarar vermeniz işten bile değil. Hem bisikletinize hem de gidona sabitlenen bölümünün dizaynı sayesinde bu tip ihtimalleri en aza indiren, pek çok darbe ve güç testinden başarıyla geçen Arx modeli, titanyum vidaları ile birlikte 80-130 mm aralığında ve ± 6° olarak sunuluyor. Yapımında üst düzey alüminyum malzeme (AL 7075 T6) kullanılan gidon boğazının toplam ağırlığı 120 gram seviyesinde. Neden alüminyum gidon boğazı kullanıyorsun? sorusuna çok net bir cevabım yok aslında ama bana karbona kıyasla daha çok güven hissi verdiğini söyleyebilirim sanırım. Pek çok profesyonel bisiklet takımı da, bisikletlerinde karbon gidon kullanmasına rağmen alüminyum gidon boğazı tercih etmektedir. İnternet sitelerinde 70-80 EUR fiyat aralığında bulabileceğiniz bu gidon boğazını tamamlayan karbon gidon modeli de oldukça etkileyici bir performans sunuyor ve dizaynı ile dikkat çekiyor.