Bir yol bisikleti ayakkabısında esas olan, sizin ayağınızı tamamen sarıyor olmasıdır. Dikkat ettiyseniz, ayakkabıların üst kısımlarında en az iki, çoğunlukla üç adet sıkma noktaları olur. Bazılarında bu, üç tur atan misina ile, bazılarında velcro (halk arasında cırt cırt diye bilinen bantlar) ile, bazıların da ise, bu ikisi birlikte yer alır ve hatta buna ek olarak bir de basit bir mekanizma ile çalışan tokaları olur. Tüm bunların amacı, sizin bacaklarınızdan gelen kuvveti pedala aktaran ayaklarınızın, tam randımanlı bir şekilde güç aktarımı gerçekleştirebilmesini sağlamaktır. Ayağınız, ayakkabının içinde ne kadar az hareket ediyor ve ayakkabı ile ne kadar kusursuz bir bütünlük sağlarsa, pedala basarken uyguladığınız kuvvet de o oranda bisiklete aktarılmış olur.

Ayakkabının tabanı ise tamamen karbon malzemeden yapılmış. Bu tip ayakkabılardaki temel esası az önce söylemiştim. Esnemez olması ve gücünüzü tam olarak aktarması çok önemli. Tabanda karbon malzeme kullanarak, ayakkabının esnemezlik oranını yükseltiyorlar ve bu da size daha iyi bir sürüş deneyimi olarak geri geliyor. Karbon sert bir malzeme. Ayak bundan rahatsız olmaz mı? Hayır. Ayakkabının içine konulan tabanlık, karbonun o sertliğini ortadan kaldırmaya yetiyor. Kaldı ki; bütün meselemizin, gücümüzü bisiklete kusursuz aktarmak olduğunu unutmayın. Yumuşak bir taban, esneyen bir taban demektir. Esneyen taban, siz ayakkabıya güç uyguladığınızda, ayakkabının kendini esnetip gücünüzün bir kısmını emmesi demektir. Tüm gücünüzün pedala gitmemesi demektir.

Sidi'nin Ergo 3 ve bazı başka modellerinde, vidalanan hemen hemen her şeyin yenilenmesi ve değişmesi mümkün. Bir şeyin vidası varsa, mutlaka değiştirilebiliyordur o ayakkabıda. Tokasının kendisi, tokasının mekanizması, misina aparatı, arka kısmındaki bilek ayarını yapan mekanizma ve tabanındaki ön ve arka desteklerin hepsi değiştirilebilen şeyler. Hatta, tokanın başka rengini bile alıp takabilirsiniz.
Peki ya, Ergo 3 modelinin çamaşır makinesinde defalarca yıkamama rağmen hiç deforme olmamış olmasına ne demeli? Beyaz ayakkabı hastası olduğum için, onları temiz tutmakla da uğraşmak durumundayım. Ayakkabı kılıfı takınca, sürüşte ayakkabılarımı göremiyorum diye mutsuz oluyorum. Ne anladım dizaynı güzel ayakkabı almaktan o zaman. Kirlendikçe makinede yıkarım daha iyi. Ne tabanında bir açılma oldu ne de derisinde bir deformasyon. Makinenin içinde dönerken çok ses yapmasın diyorsanız, bir iki ıvır zıvırla beraber düşük sıcaklıkta yıkamanızda sakınca yok. En azından ben bir zararını görmedim. Sidi ayakkabılarının genel problemi, derilerinin o diri duruşunun çabuk bozulması. Yani, ayakkabının derisinde bir pörsüme oluyor sanki. Kullanan başka kişilerden de benzer yorumlar duydum. Bilmenizde fayda var. Ancak, genel itibariyle, hem performans hem de rahatlık açısından rahatlıkla önerebileceğim bir model olduğunu söyleyebilirim. Hiçbir problem yaşamadım ve hala sağlam bir şekilde kullanmaya devam ediyorum. Üstelik, Speedplay pedalları ile de uyumlu.
Sidi markasını, Türkiye'ye Aslı Bisiklet getiriyor. Onların mağazalarında veya onlardan satın alıp kendi mağazalarında bulunduran Kaçkar Bisiklet, Erdoğanlar Bisiklet ve Bike&Outdoor mağazalarında Sidi modellerini inceleyebilirsiniz. Yedek parçalarını da aynı şekilde bu firmalarda bulmak mümkün. Dönem dönem Sidi modellerinde indirime giriyorlar. İndirimleri kovalayıp, daha uygun fiyata satın alabilirsiniz.
Merhabalar
YanıtlaSilİncelemenizi büyük bir keyifle okudum ve bir öneride bulunayım istedim. Bahsettiğiniz deri problemini çözmek için outdoor mağazalarında ayakkabılar için waxlar vardır, bunlar derinin canlanması ve beslenmesi için yeterli olacaktır.